GÜS TÜBERKÜLOZU (tüberküloz) insanlığın bilinen en eski hastalıklarından bilidir. Hemen her tarih döneminde ve hemen her toplumda büyük sağlık sorunları yaratmış olan bu hastalık yüksek mortalitesi nedeniyle özellikle yut dışında katillerin başı ,büyük beyaz veba olarak bilinirken,ülkemizde “ince hastalık” olarak adlandırılmaktadır. Ayıca tüberküloz biçok hastalığı taklit edebilmektedir. KLİNİK;Tüberküloz mikrobu (Tb) en çok ve öncelikle akciğerleri tutmaları nedeniyle Akciğe Tb,tüm diğer oganlardaki tb ‘ye de Akciğer Dışı Tb denilir.Akciğer dışı tüberkülozlaın %30 kadarı böbeklerde yerleşir. Görülme Sıklığı;Dünya nüfusunun 1/3‘si Tbc basili ile enfektedir (Prevalans).Her yıl 8 milyon insan bu hastalığa yakalanmaktadır (İnsidans). 2 milyon insan ise bu yüzden 1 yılda ölmektedir.Ülkemizde ise 2002 verilerine göre 18.043 tüberkülozlu yeni hasta olduğu ( İnsidans ),görülme sıklığının ise yüzbinde 27 saptanmıştır (İnsidans). Bu hastalığın önemli bir halk sağlığı problemi olduğu ve çoğu hastalıkları taklit ettiği,kolayca gözden kaçabileceği daima akılda tutulmalıdır. Akciğer Tbc tanısı ortalama 3.5 yılda konulabilmekte.Ayrıca Akciğer tüberkülozundan ortalama 8 yıl sonra (2-20 yıl ) GÜS tutulumu yapar ve birinci sıklıkta böbrek tüberkülozu görülür. Tedavi edilmez ise böbrek fonksiyon dışı kalabilir.İlk başta tanı konulur ise anti tüberküloz ilaçlar ile kolaylıkla tedavi edilirler.Gecikilmiş durumlarda ise cerrahi tedavi gerekebilir.
Primer Tbc: Basil alveole ulaşınca önce lökosit ve makrofajlardan oluşan non-spesifik bir reaksiyon oluşur. Daha sonra lökositler sayıca azalır. Makrofajlar artar. Epiteloid hücrelerle birlikte “tüberkül” (yumru) oluşur. Takiben langerhans dev hücreleri, etrafın lenfositlerle çevrilmesi, merkezde kazeifikasyon nekrozu ve kalsifikasyon ile tipik lezyon oluşur. Bu odak basillerin ilk olarak yerleştiği primer odak veya Ghon odağı olarak bilinir. Subplevral tüberkül (primer odak, Ghon) + hiler lenf nodule tutulumuna “primer kompleks denir. Bu lezyon ya hemotojen yolla yayılır yada kalsifikasyonla iyileşir.
Tek bir basilin bile ateke ettiği dokularda çeşitli lezyonların geliştiği görülmüştür. Böbek Tb Kan yoluyla (hematojen ve lanfojen) her iki böbreğe ,kortikal alana yayılması ile oluşu.Burada da sıklıkla JGA’ı tutar. Organ tutulumu açısından böbrekler ;Lenfatik sistem ve plevrayı takiben sekonder olarak, 3. sıklıkla tutulur.Akciğer tb’ den sonra %3 oranında GÜS tb (Genito Üriner Sistem Tb) gelişir.Üriner sistem içerisinde de sıklıkla böbrek tutulumu görülür. (%80 ). Son dönemde Camcı macunu böbrek (putty kidney) oluşur. Gelişen Kazeo kavernoz patoloji nedeniyle.Otonefektomi gelişir. Tb 2. Sıklıkla üreterlerleri (%30 ),3 .sıklıkla mesaneyi tutar(%20) ve her türden idrar kesesi hastalığını taklit eder.Daha az olarak da erkeklik yollarını ve testisleri tutar (%10). Uyuyan basillerin aktivasyonu ile tb hastalığı oluşur.Basiller böbreğin iç yapısında bozukluk yaptıkça üretere ve oradan da mesaneye idrarla beraber geçerler. Bu geçiş esnasında üreterlerde striktürlerin (darlıkların) gelişmesine,Mesanede enflamasyona ve kontraktüre (büzüşmesine neden olurlar. Prostatta primer hematojen yayılımla da lezyonlar oluşabilir. Lezyon Tipleri
Semptomlar ;Genitoüriner tüberküloz yavaş ilerleyen bir hastalıktır ve genel likle primer (birincil) akciğer enfeksiyondan 15-20 yıl sonra ortaya çıkar. Bu süre 35 yıl veya daha fazla da olabilir.
Laboratuar
Solda İV.Tomografide; böbrek üst kalikste “güve yeniği” manzarası , kalsifikasyon ve sağ üreterde genişleme.Sağda Tomografide kaliseal dilatasyon,parankim kaybı,üotelial kalsifikasyon . CT de bilateral tb;infindibuler stenoza bağlı hidronefroz.Solda son dönem böbrek ve kalsifikasyon
Ayırıcı Tanı – Kronik nonspesifik sistit veya pyelonefrit – Akut veya kronik nonspesifik epididimit – Üretral sendrom, interstisyel sistit – Böbreklerden birinde veya her ikisindeki nekrotizan papillit – Schistosomiasis Komplikasyonlar – Renal tüberkülozun perinefritik alana yayılması ile perinefritik apse ve lomber fistül gelişebilir. – Üreterde oluşan darlıklar nedeniyle hidronefroz ve sonunda nonfonksi yone böbrek (otonefrektomi) tablosu ile karşılaşılabilir. – İleri evrede bilateral böbrek tutulumu ile kronik böbrek yetmezliği gelişebi lir. – Bazen enfeksiyona sekonder böbrek taşları görülebilmektedir (%15). – Mesane tutulmuşsa zamanla düşük kapasiteli kontrakte mesane oluşur. – Epididim, veya ductus deferens tutulumunda obstrüksiyona bağlı infertili te gelişebildiği gibi, kronik skrotal fistüllere de sık rastlanmak tadır.
Tedavi
– Tedavinin erken döneminde rezistan mikroorganizmaların oluşumunu engellemek için sinerjistik etkili birkaç ilaç birlikte kullanılır. – İlaçlar kullanılırken iyileşme döneminde özellikle üreter 1/3 distal kısmında olmak üzere üreteral darlık ortaya çıkabilir. – Tüberküloz striktürleri perkütanöz veya transüretral dilatasyon tekniklerine elverişlidir. – Antibiyotik tedavisine rağmen çok kısa zamanda ilerleme eğilimi gösteren genitoüriner tüberküloz vakalarında cerrahi müdahale gerekebilir.
– Primer ajanlar: Bakterisid etkilidirler. Rifampicin, isoniazid (INH), pyrazinamide ve streptomycin bu gruptandır. – Sekonder ajanlar: Bakteriyostatik etkilidirler. Bu gruptaki ajanlar ethambutol, ethionamide, cycloserine ve viomycin’dir. – Minör ajanlar: Bu gruptaki bakteriyostatik etkili ilaçlar kanamycin ve thiocetazone’dur. Tedaviye isoniazid, rifampicin, ethambutol veya isoniazid, rifampicin, pyrazinamide ya da isoniazid, rifampicin, pyrazinamide, streptomycin kombinasyonlarından biriyle başlanıp, idame için isoniazid ve rifampicin kombinasyonu kullanılabilir. Tedavi sırasında ilaçlardan birine direnç gelişirse, aynı gruptan başkasıyla değiştirilir. Bu ajanların ortalama erişkin dozları aşağıda verilmiştir: – Isoniazid (INH): 300 mg/gün, tek dozda, oral. – Ethambutol: 1200 mg/gün, tek dozda, oral. – Rifampin: 600 mg/gün, tek dozda, oral. – Streptomycin: 1g/gün, tek dozda, IM. – Pyrazinamide 1.5 – 2 g/gün, tek dozda, oral. – Antitüberküloz ilaçların özellikleri tabloda görülmektedir. Tedavi rejimlerine B6 ve C vitaminlerinin eklenmesi unutulmamalıdır.
|